Telefon dolandırıcısı Şükrü’yü trolleyip çileden çıkardık
Hemen hemen her hafta, bazen günde bir kereden fazla olmak üzere telefon dolandırıcıları tarafından taciz ediliyorum. Adamların gözünde bitirme tezi gibi oldum artık. Beni dolandırabilen bir üst levele geçecekmiş gibi durmadan, yorulmadan arıyorlar. Kimi kredi kartı bilgilerimi almaya, kimi zaten ele geçirdiği banka kartımın şifresine ulaşmaya çalışıyor.
Birkaç gün önce Kuveyt Türk müşteri hizmetlerinden aradığını söyleyen bir kadınla muhatap oldum. Banka hesabımdan yüklü miktarda transfer gerçekleştirilmeye çalışıldığını, güvenlik amaçlı aradığını ve işlemi iptal edeceğini söyledi. Ben de o ara ofisteki bilgisayarımın başında daha ciddi mevzulara odaklandığım için “Bakın ben bilişimciyim, böyle numaraları yemem gidin başkalarıyla uğraşın beni rahat bırakın artık” dedim. Kadın “Yok ana adın bu, ev adresin şu değil mi? Git istersen şubeye sor biz ciddiyiz” falan diye uzatınca ben de “Yeyin de çıkaramayın emi” diye beddua edip telefonu kapattım.
Bu noktada ciddi bir problemi dile getirmek istiyorum. Evet, su, elektrik, telefon, televizyon ve internet gibi hizmetler aldığımız kurumlar bizden yedi ceddimizin bilgilerini istiyor ve bu bilgileri çeşitli amaçlar için depoluyor, kullanıyor hatta satıyor. Dolandırıcılar da bu kurumların açıklarından faydalanarak, çalışanlarına para ödeyerek, veritabanlarını hackleyerek ele geçirdikleri bilgilerimizi bize karşı kullanıyorlar. Ne var ki telefondaki kadının Kuveyt Türk’ten aldığım banka kartının numarasını yüzüme yüzüme saymasının imkanı yoktu zira bir vesileyle aldığım o kartı daha önce hiçbir yerde kullanmadım. Hatta şifre oluşturmak için ATM’ye bile takmadım. Dolayısıyla üzerindeki numaraları bilmesi çok kritik bir soruna işaret ediyor. Ya Kuveyt Türk’ün içeriden bilgi sızdıran çalışanları var, ya sistemi hacklendi ya da olay Findeks gibi, bankacılık bilgilerini toplayan devlet kurumları gibi ciddi yerlerden veri sızdırılmasıyla alakalı, bakalım kokusu yakında çıkar.
Neyse telefon dolandırıcısı keriz Şükrü ile olan hikayemize dönelim.
Önceki gün +79 ile başlayan Kuveyt Türk numarasını yemediğimi gören Şükrü, “Kimsenin yapamadığını yapıp Caner’i ben dolandıracağım” düşüncesi eşliğinde olsa gerek ertesi gün dersine çok daha çalışmış biçimde, eski bir müşteri temsilcisi olduğunu düşündüğüm aynı kıza beni arattı. Bu sefer telefon ekranındaki Finansbank numarası çok daha gerçekçi görünüyordu.
Telefon çalarken iş arkadaşım Mesut’a “Aha gene dolandırıcılar arıyor” dedim o da hoparlör üzerinden yaptığım görüşmenin yakalayabildiği kadarını kaydetti. Kız bu sefer Finansbank’tan aradığını, hesabımdan 2.500 TL’lik işlem yapılmaya çalışıldığını (bari başka bir bahane bulsaydın Şükrü) falan söyledi. Oyalayabildiğim kadar oyaladım, elimden geldiğince umut verdim. İnternet bankacılığı şifremi tuşlamamı istediğinde 101010 gibi binary kodu tadında bir şeyler girdim. Kız “Siz bilişimciydiniz demi?” diye mesleğimi onayladıktan sonra telefonu kapattı.
Fakat Şükrü tekrar aramasını söyledi.
Hesabımda yüklü miktarda para olduğunu, bir an önce yardımcı olmaları gerektiğini söyleyince keriz Şükrü bizzat benimle konuşmaya başladı. İnanır mısınız beni azarladı. “Kız seninle insan gibi konuşuyor sen orda ukalalık yapıyorsun, terbiyesiz!” dedi. Şükrü’nün yaşadığı dünyada insan gibi şifremi verip dolandırılmam gerekiyordu, ne diye işi yokuşa sürüyordum ki?
Anlattıklarım şaka değil, ses kaydını dinleyebilirsiniz. Dolandırıcıların yüz karası sinir küpü Şükrü’nün adını nereden bildiğimi soracak olursanız, kendi söyledi. “Benim adım Şükrü, senin gibi kaç tane bilişimciyi dolandırdım ben gerizekalı aptal” dedi.
Adamlar dolandırıcılık işini baya geliştirmişler, “Şifrenizi bize söylemeyin, tuşlayın” diyerek, kişisel bilgilerinizi de sayarak güveninizi kazanmaya çalışıyorlar. Sizlere tavsiyem anne babalarınızı, internet bankacılığı, online alışveriş gibi mevzulardan anlamayan yakınlarınızı uyarın. Hatta bu tür çağrılar aldıklarında hiç düşünmeden telefonu kapatıp bankanın resmi numarasını aramalarını “Böyle böyle bir çağrı aldım, hayırdır?” demelerini söyleyin.